Daha dakika bir gol bir…
Hoop!
Buyurun “Sendikamıza üyelik başvurusu yapın!” şeklinde adeta emri-vaki talepler, aba altından sopa göstermeler yeni atanan sağlıkçıları şaşkına çevirdi.
***
Öncelikle:
Elbette ki her sendikanın hedefi en fazla üyeye sahip olmaktır.
Ve bunun için uzun mesailer harcarlar, birçok görüşmeler yaparlar…
Klasik bir anlatımla sendikaların amacı, iş yerlerinde insanlık onuruna yaraşır bir çalışma ortamı yaratmak, üyelerinin ekonomik, sosyal hak ve çıkarlarını korumaktır.
Ancak günümüzde bu kriterlere uygun olarak sendikacılık yapanların sayısı bir elin parmağını geçmiyor ne yazık ki…
Sağlık alanı içinde 30’un üzerinde sendika var…
Hangisinin gerçek anlamda sendikacılık yaptığına siz karar verin artık!
Neyse dönelim konumuza…
***
Dedik ya!
“Yeni atanan sağlıkçılar göreve başladı!” diye…
Ha işte!
Özellikle Çekirge Devlet ile Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışmaya yeni başlayan sağlıkçılara, yetkili sendika Sağlık-Sen üyeleri tarafından “Bizim sendikaya üye olun… Yoksa!” baskısının yapıldığı iddia edilmekte…
“Yoksa!” demenin anlamı ise daha önceki yıllarda da sağlıkçıların sürekli dile getirdiği tehdit, mobing hikayesi…
***
Türk Sağlık-Sen Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Köse, bazı hastanelerde yeni çalışmaya başlayan personele, yönetici pozisyonunda olan bazı kişiler tarafından yönlendirme ve baskı yapıldığı bilgisinin kendisine de ulaştığını söyleyerek, “Alışkanlıklarından vazgeçmiyorlar…” dedi.
Köse, bu yıl sendikal anlamda her şeyin çok farklı olacağını, ezberin bozulacağını ve en fazla üye sayısına ulaşacaklarını iddia etti.
Çalışanları, her türlü baskı, tehdit ve tekliften uzak sendikacılık anlayışına destek olmaya çağıran Köse şöyle konuştu:
***
“Yeni başlayan arkadaşlarımızın tamamen işlerine konsantre olması gerekiyor. Devleti tanımıyorlar, daha yeni memur olmuşlar. Yönetici pozisyonunda olan insanların en ufak tavır ve imalarından etkilenebilirler. Son günlerde Bursa’da işe yeni başlayanlara yönlendirme ve baskı yapıldığını öğrendik. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Her çalışan hür iradesiyle dilediği sendikaya üye olabilmeli. Yönetici pozisyonunda olan kişiler tüm çalışanlara eşit mesafede olmalı, çalışanların sendikal tercihlerine müdahalede bulunmamaları gerekir. Geçmiş yıllara nazaran azalmış olsa da bu alışkanlıklarından vazgeçmeyenleri görmek bizleri üzüyor. Sendika kendi rekabetini kendi içlerinde yapmalı, çalışanların huzurunu ve iş barışını bozacak her türlü iş ve işlemden uzak durmalıdır…”
***
Evet, daha önce de bazı sağlık kurumlarında yönetici pozisyonuna getirilenlerin bir kısmının cemaat, dernek, tarikat bağlantıları nedeniyle söz konusu koltuklara oturtulduğu dillendirilmişti.
Kimileri de hiçbir bilgi ve tecrübeye sahip olmamasına rağmen sırf bazı siyasilerin referanslarıyla makamlara atandıkları malumunuz.
Ve bu şekilde atanan “memur kralcıkların”, “kraldan çok kralcı” olanların baskısı ve keyfi uygulamalarından sağlık çalışanları bezmiş durumda haberiniz ola!
Lale Aksoy /Yenidönem