Kemmiyet mi, Keyfiyet mi?

Eğitim; ”Çocukların ve gençlerin toplum yaşayışında yerlerini almaları için gerekli bilgi, beceri ve anlayışları elde etmelerine, kişiliklerini geliştirmelerine okul içinde veya dışında, doğrudan veya dolaylı yardım etme faaliyeti”  olarak tanımlanır. Öğretim de “Belli bir amaca göre gereken bilgileri verme işi, tedris, tedrisat, talim.”dir.  Tanımlardan da anlaşılacağı üzere eğitim, öğretimi de içine alan daha kapsamlı bir kavramdır. (http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&arama=kelime&guid=TDK.GTS.5ce79fed81eef7.66768197)

     Ülkemizde 12 yıl (ilk, orta ve lise)  zorunlu ve ücretsiz eğitim veriliyor. 2019 verilerine göre vakıf ve devlet olmak üzere toplam 203 üniversitemiz var. (https://blog.youthall.com/turkiyedeki-universiteler-listesi/) Üniversite olmayan ilimiz yok, bazı illerimizde birden fazla üniversite mevcut. Liseyi bitiren öğrencilerin de çoğunluğu üniversiteli oluyor. Nüfusu bize yakın olan Almanya’da 3 milyon kadar üniversitede okuyan öğrenci var iken,  ülkemizde 8 milyon gencimiz üniversitelerde eğitim alıyor. Üniversite eğitimi birçok ülkede ücretli olmasına karşın ülkemizde ücretsiz olmasının yansıra, devlet her isteyen öğrenciye barınma,  burs ya da kredi desteği de veriyor. Yani, devletimiz anaokulundan üniversite sona kadar bütün gençlerimizin okuması için teşvik ediyor, hatırı sayılır bütçeler ayırıyor, harcamalar yapıyor. Peki, sonuç ne? Sonuç maalesef iç açıcı değil. Dünya sıralamalarında eğitimdeki yerimiz diplerde.

Peki, nerelerde hata yapılıyor, Neler yapılmalı?

1.12 yıllık zorunlu eğitimden vazgeçilmeli, eskiden olduğu gibi, sadece ilkokul zorunlu olmalı.

2.Ortaöğretim kurumları, %30’u akademik, %70’i Mesleki eğitim olacak şeklinde yeniden dizayn edilmelidir.

3- Akademik liselere belirli bir diploma notunun ya da yapılacak liselere giriş sınavında belirlenecek bir barajın altında kalan öğrenciler asla alınmamalıdır. Bu öğrenciler meslek liselerine, çıraklık eğitim merkezlerine yönlendirilmelidir.

4.Okullarımızda günlük ders saatleri azaltılmalı, Ana sınıflarında 4, İlkokullarda 5,Ortaokul ve Liselerde 5 saat olmalıdır. Günlük eğitim yarım gün olmalı öğleyin 13.00-14.00’lerde bitirilmelidir. Öğleden sonraları, isteyen öğrenciler okullarda, Belediye ya da Bakanlıklar bünyesinde, akademik, sportif, kültürel etkinliklere katılmalıdırlar.

5.Halen meslek liselerinin 9 ve 10. Sınıfların akademik liselerin müfredatı uygulanmakta, Fen liselerindeki öğrencilere verilen Matematik, Fizik, Kimya, Biyoloji vb. akademik derslerin aynısı meslek lisesi öğrencilerine de verilmeye çalışılmaktadır. İlgili derslerin öğretmen istihdamı dışında hiç bir faydası olmayan bu uygulamaya son verilmeli, meslek liselerinde meslek derslerinin yanında, beşeri ilişkiler, iletişim, iş ahlakı vb. derslere ağırlık verilmelidir.

6.Tüm eğitim kurumlarında değerler eğitimine önem verilmeli, eğitimde, vatanını, milletini seven, dürüst, işini doğru yapan, iyi insan ve iyi vatandaş yetiştirilme hedeflenmelidir.

7. Bedavanın kıymeti pek bilinmez. Üniversite eğitimi çoğu ülkede olduğu gibi ülkemizde de ücretli olmalı, bu ücreti ödeyemeyen öğrenciler,  krediyle desteklenmelidir.

8.”Kemmiyet değil keyfiyet” önemlidir. Tüm gençlerimizin üniversite eğitimi almasına gerek olmadığı gerçeğini veliler ve devlet olarak kabullenmeli, içselleştirmeliyiz. 8 milyon yerine 2-3 milyon seçkin, iyi yetişmiş, donanımlı,  üniversitelimiz olmalıdır

9.Üniversitelerimiz ve üniversitelerde okuyan öğrenci sayımız tedricen azaltılmalı, vasat öğrencilerin istihdam alanı olmayan Fakülteleri bitirip işsiz gezmelerinin önüne geçilmelidir.

10. Devletimiz, bölümünü bitirip işsiz gezecek 8 milyon üniversiteliye barınma, burs/yurt desteği verme yerine daha nitelikli az sayıdaki öğrenciye daha çok destek verebilir.

11.Ülkelerin gelecekte ülke yönetiminde söz sahibi olacak iyi yetişmiş, milli ve manevi değerlerle mücehhez elemanlara ihtiyacı vardır. Geleceğin sıra dışı Valilerini, Kaymakamlarını, Komutanlarını, Hukukçularını, Akademisyenlerini, Doktorlarını, Mühendislerini, İşletmecilerini, finans uzmanlarını vb. yetiştirmek geleceği teminat altına almak demektir. Bu nedenle, akademik başarısı çok yüksek, çok çalışkan çok gayretli, gelecek vaat eden az sayıdaki, tüm giderleri devlet tarafından karşılanacak seçkin  “altın öğrenciler”  daha ilkokul sıralarında muhtelif yöntemlerle belirlenmeli, bu öğrenciler kendileri için özel olarak açılan ortaokul ve liseden üniversite sonuna kadar  özel olarak yetiştirilmelidir. Geleceğimizin teminatı olacak bu “altın öğrenciler ”imiz devletimizce çok iyi desteklenmeli, eğitimleri boyunca 3-4 dil öğrenmeleri, ülkemizi, şartlarımızı, kültürümüzü, tarihimizi, bölgemizi, çok iyi bellemeleri, dünyayı, dostumuzu, düşmanımızı iyi tanımaları sağlanmalıdır.

Bunun başarılması ülkenin kurtuluşu demektir. Bu yapılabildiğinde, bu günün  “altın öğrenciler” inden, yarının ülkemizi muasır medeniyet seviyesine çıkartacak, devletin her kurumunda, her kademesinde milli, yerli “altın yöneticileri” yetiştirilmiş olacaktır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamubiz.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazar Yazıları Haberleri