MİLLET OLMAYA ÇAĞRI: DUR DEYİN BUNLARA!

( Önemli Not: Bu yazıda hiçbir şekilde Ceza İnfaz Kurumlarının içerisinden bir uygulamayı dışarıya vurma, sır açığa vurma vb. hiçbir durum yoktur. Bu yazı adeta bir meşru müdafaa olarak, hamiyetperver duygularla-vatanını seven bir tepki babında, suç unsuru ya da memuriyete aykırı bir durum içermeden devletimizi, vatanımızı, insanımızı savunmak adına, bir vatandaş tepkisi olarak yazılmıştır.)

16/10/2017  tarihinde ‘’ Cumhuriyet’’ gazetesi adlı yayın organı ‘’ İki kişilik koğuşta sayım işkencesi‘’ manşeti altında Silahlı Terör Örgütü Üyesi Olmak suçundan hükümlü bulunan şahısların iddialarına göre ‘’ mış‘’, ‘’ olmuş’’, ‘’ iddia ediliyor’’ gibi ifadelerle Tarsus Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’nden bahisle Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tam kadro çalıştığı-çalışacağı zaman 1000’e yakın personeli ile altı ceza infaz kurumunu ve hatta Komisyon Başkanı ve Cumhuriyet Başsavcılığına kadar varan yüksek dereceli amirini zan altında bırakmıştır. Ayrıca ilgili haberde Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne de; yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin adaletin teminini icra eden önemli bir genel müdürlüğüne ‘’ sistematik baskı‘’ iftirası atılmıştır. Ceza infaz kurumu memurlarına ve Ceza İnfaz Kurumlarının dış güvenliğinden sorumlu Jandarma teşkilatına iftira atmak sıradan olageldiği ve devletimizi ve memurlarımızı yıpratmak adına bu sistematik bir şekilde yapıldığı için buna karşı cevap şart olmuştur. Daha önceleri de Peygamber efendimize hakaret içeren Batı kültürü ürünü bir karikatürü (‘’ çarli hepto’’ vakası) yayınlanmasıyla ve buna benzer yayın faaliyetleriyle insanımıza karşı kasıtlar içeren eylemleriyle hatırlanan mezkur gazetedeki İDDİALARA göre,  ismi lazım olmayan Silahlı Terör Örgütü Üyesi Olmaktan hüküm giydiğinden bahsedilen iki şahsın revire çıkarılmadığı gibi abes, mesnetsiz, doğru olmayan ifadeleri kullanarak bir kez daha infiale sebep olmuştur. Dışarıdan bakılarak düşünüldüğünde bile tahmin edileceği gibi ‘’ revire çıkarmak’’ gibi çok basit bir görev icrasını ve uygulanmasındaki usul kanunlarla sabit olan ters kelepçe takmak gibi tutuklu ve hükümlülerin kendilerine ve çevrelerine zarar vermelerini önlemek adına SADECE KOLLUK KUVVETLERİNCE (iddiaya göre burada jandarma oluyor olsa gerek ki; bu kadar mesnetsiz ve havada kalan soyut ifadelere göre anca bu anlaşılıyor) olağan üstü hallerde icra edilen ve yok denecek kadar nadir uygulanan bir durumda hata yapılabileceği; daha doğrusu gazetedeki bu ‘’ iddiaların’’ doğruluğu tartışmalıdır, ispatsızdır mamafih doğru değildir. ‘’ Adana Barosu Cezaevi Komisyonu Başkanı’’ avukat Tugay BEK’in bildirimine göre haberleştirildiği yazılan iddialar görevini canla başla, fedakarlık ve feragatlıklarla Türkiye Cumhuriyeti halkı için ifa eden memurlarımıza kara çalmıştır. Diziler ve filmlerden gazete, dergi ve internet yayınlarına kadar  basın-yayın yoluyla akla gelebilecek her türlü karalama, moral-motivasyon kırma, hatta görevini yaptırmama adına sindirmek açısından kara propaganda yayınları bu satırları okuyanların kardeşi, bacısı, yeğeni, abisi olan infaz ve koruma memurlarına karşı mütemadiyen uygulanmakta ve bu durumlar halkımıza karşı kasıt içermektedir. Bu memurlar bahsedildiği gibi sizdendir, öz kardeşleriniz, abileriniz, bacılarınız gibidir ve sizin için, sizleri suçtan-terörden koruma adına sizlere hizmet vermektedir. Tarafınız ya da yakınlarınızdan biri terörist ya da iğrençliği açısından uç bir örnek vermek gerekirse cinsel bir saldırılar da içeren kriminal durumlara muhatap olduğunda adalet istemek ve devlet etme faaliyetini görebilmek sonuna kadar hakkınızdır. Lakin bu hakkınızı daha verimli kullanabilmek için devletinizi; onun memurlarına sahip çıkarak, onlara yardımcı ve destek olarak, onu berkitmeniz gerekmektedir. Zira Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu şekilde sadece üç milyona yakın cefakar, fedakar ve birçok kereler de hakkından feragat eden memurlarından ibaret olmayarak seksen milyonluk halkı, aynı zamanda hinterlandındaki yüzlerce milyonluk halklardan oluşmakta ve hatta ‘’ modern zamanlardaki’’ ‘’ insanlığın son adası-sığınağı’’ olduğu düşünüldüğünde milyarlarca insan nüfusuna hitap etmektedir. Zira Fas’tan Arakan’ına ve Endonezya’sına ya da İslam Dünyası dışında nerede bir zulüm varsa karşısında mazlumların yanında var olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti değil midir?

Türkiye Cumhuriyeti Ceza İnfaz Kurumları’nda çalışan ve sayıları yaklaşık elli bini bulan güvenlik görevlisi; sağlık memuru, katip, şoför, müdür ve diğer kadrolardaki memurlar da işte bu devletin namuslu, haklarında ispatlı hiçbir terör ya da diğer suçlardan hüküm bulunmayan memurları olarak sizin adaletiniz için çalışmaktadır.

En azından kendi adaletiniz için onlara sahip çıkmanız, iftira, karalama, kara propaganda faaliyetlerine karşı kendi adınıza, kendi gücünüz, yeteneğiniz, tavrınız kadar bir duruş göstermeniz gerekmez mi? Millet olmak böyle olmaz mı? Millet olamayanların halleri ortada değil mi?

Türkiye Cumhuriyeti Memurları olarak bizlerin hiçbir kötü şart, saldırı ya da iftira umurumuzda değildir! Bizler Türkiye Cumhuriyeti Memurları olarak halkımızın her zaman yanındayız! Rızkımızı Allahımız her zaman temin eder. Lakin şerefini temin etmeyi Allah insana bırakılmıştır…

‘’ Küçük’’, ‘’ büyük’’, ‘’ basit’’, ‘’ feci‘’ her vakıada millet-devlet olagelmek şerefimizin teminatı olacaktır!

Adaletimize, devlet-milletimize, insanımıza karşı iftiralar, kara çalmalar ve saldırılar hep olmuştur ve olacaktır:

Gerçek bir millet-devlet olabilmek ise şerefli kalmanın tarih boyunca ispatlı tek yolu olagelmiştir!...

                                                                               İnfaz ve Koruma Memuru Mehmet DAĞLI

                                                                      

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamubiz.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazar Yazıları Haberleri