Okul Profili Değerlendirme Projesinde Gelinen Aşama!

Haziran-2019’da, birçok eğitim sitesinde yayınlanan ‘Okul Gelişim Modelinin İlkeleri ve Okullardaki Ölçme-Değerlendirme Yöntemleri’ başlıklı bir yazı yazmış ve yazıda; ‘2023 Eğitim Vizyonu ilkelerinin hayata geçirilip, geçirilmediğini değerlendirmek için henüz çok erken olmasına rağmen, okullarda iyileştirme ekiplerinin kurulup, kurulmadığı; bu ekiplerin bir eylem planı hazırlayıp, hazırlamadığı belirsizdir.’ Notuyla kaygılarımızı dile getirmiştik.

Gelinen aşamada kaygılanmakta haksız olmadığımızı ifade etmek isteriz!

Pandemi döneminde yaşanan sorunları göz ardı ermemekle birlikte, ilk okul profillerinin 2019-2020 yılında ortaya konulması bekleniyordu. Oysa bugüne kadar okul profilini oluşturacak gösterge ve ölçütler tam olarak bilinmemekte, kamuoyuna bu konuda bir açıklama yapılmamaktadır. Söz konusu proje ile nelerin ölçümleneceği, hangi göstergeler üzerinden izleme yapılacağı, ölçüm ve izleme sonucunda hangi tedbirlerin alınacağı henüz kamuoyu ile paylaşılmamıştır.

Üstelik söz konusu ölçüt ve göstergeler için verilen örnekler, okullar hakkında yalnızca nicel değişkenlere odaklanılması sonucunda, okul profili çalışmasının mekanik bir niteliğe dönüşmesi riskinin bulunduğuna işaret etmektedir. Okulun doğasına uygun olarak nicel boyut ile nitel boyuta ilişkin değerlendirmelerde makul bir dengenin nasıl sağlanacağı bilinmemektedir. Örneğin; akademik, sosyal ve kültürel etkinlikler, projeler ve kurumsal kapasite ile ilgili nitel anlamda herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.

Proje kapsamında okul gelişim planlarının katılımcı bir süreçle oluşturulacağı ifade edilmiştir. Bu noktada katılımcılığın uygulamadaki karşılığının, yönetim kültüründe gerçekleştirilecek dönüşüm kadar, okul yöneticilerinin eğitim liderliği rollerini, öğretmenlerin ise dönüşüm ajanı rollerini üstlenmesini gerektirdiği unutulmamalıdır. Bakanlık söylemlerine yansıyan yeni stratejilerle okulu geliştirecek, süreçleri yeniden yapılandırabilecek okul liderleri ile yönetici ve öğretmenlere sürekli gelişim desteğinin verilmesi vurgusu, bu ihtiyacın kabul edildiğine işaret etmektedir. Fakat bu doğrultuda hangi yol ve yöntemlere başvurulacağı projenin mevcut aşamasında belirsiz kalmıştır.

Okul gelişim planlarının oluşturulması ve uygulanmasında hesap verebilirlik ilkesinin nasıl hayata geçirileceği belirsizliğini korumaktadır.

Üzerine düşünülmesi gereken konulardan bir diğeri, okullarda göstergeler doğrultusunda toplanan bilgi ve verilerin geçerlilik ve güvenilirliğinin nasıl sağlanacağı, nasıl standardize edileceği, ayrıca söz konusu bilgi ve verilerin toplanması ve işlendikten sonra gelişim planları doğrultusunda işe koşulmasının getireceği iş  yükünün nasıl paylaşılacağı, okulların mevcut yönetsel kapasitelerinin gelişimi ve önündeki engellerin kaldırılması için hangi tedbirlerin alınacağıdır. Özellikle okulun yönetsel kapasitesi geliştirilmeden projenin uygulamaya konması, projenin bürokratikleşme ve hantallaşma sorunun bir parçası olması riski bulunmaktadır
Okullardaki imkân ve öğrenme farkını azaltmak ve adil bir kaynak dağılımı yapabilmek amacıyla okul profili çalışması kapsamında yer alan parametrelere göre öğrenci başına okullara katkı yapılacağına yönelik açıklamalar; hem Bakanlığın karşı karşıya olduğu finansman problemiyle, hem de yönetsel bağlamda bütçe sahibi olma ve harcama yetkilerinin ne kadarının yerelle ve okul düzeyindeki yöneticilerle paylaşılabileceğiyle ilişkili pek çok soruyu gündeme getirmektedir.

Projenin temel hedefleri arasında yer alamasa da, projenin işlevselliğinin özerklik, esneklik, demokratik katılım düzeyi ile yakından ilişkili olduğu unutulmamalıdır. Bir okulu öğrenci merkezli ve gelişim odaklı kılacak bir planlamanın yapılabilmesi okul düzeyindeki tüm paydaşların ortak amaçlar doğrultusunda hiza almasını gerektirmektedir. Bu hiza sayesinde başta ortak bir dilin geliştirilmesi, ardından da ortak bir çalışma kültürü içinde katılımcı süreçlerle oluşturulan nitelikli bir öğrenme ortamı ve süreci yapılandırılabilir, paydaşların kurumsal hedefleri benimseyerek bu hedeflerin gerçekleştirilmesinde aktif rol alması mümkün olabilir. Özerk bir okul yapısının oluşturulmasındaki ana amaç öğrenci öğrenmesini nitelikli, okul içinde yürütülen tüm eğitsel ve idari süreçlerin ise etkili bir düzeye taşınmasıdır. Özerklik; eğitim öğretim süreçlerinden insan kaynaklarının yönetimine, okulun bölgesel ve bireysel ihtiyaçlar doğrultusunda yeniden organize edilebilmesinden bunları gerçekleştirmek için ön koşul niteliğinde olan bütçe sahibi olma ve harcama yapabilme yetkisine kadar pek çok boyut barındırmaktadır. Okul Profili Değerlendirme Projesi tüm bu alt alanlarda tam özerkleşmenin sağlanması için beklenen etkiyi yaratmayacaktır. Ancak projeyle uyumlu, öğrenci öğrenmesini ve okul gelişimini destekleyecek ölçüde kısmi özerkliklerin sağlanması ve yönetim anlayışında yerele alan yaratılması, eğitimin kalitesinin geliştirilmesine ve yönetsel süreçlerin etkililiğinin artırılmasına katkı sağlayabilir.
Ancak gelinen aşamada planlanan bütün bu hedeflerin gerçekleştiğine dair herhangi bir gösterge bulunmamaktadır. Korkarız ki, büyük umutlarla açıklanan ‘okul profili değerlendirme projesi’ de, tozlu proje raflarında yerini alacaktır.

Kaynaklar
2019 Eğitim Değerlendirme Raporu-ERG 2020
 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamubiz.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazar Yazıları Haberleri