24 Kasım Öğretmenler Günü

İlk emri Oku olan bir dinin,

İlim Çin’de de olsan gidiniz alınız diyen bir peygamberin, (Hz. Muhammed)

Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum diyen bir halifenin, (Hz. Ali)

"Âlimlerin atının ayağından sıçrayan çamur, benim indimde muhteremdir. Öldüğüm zaman bu kaftanı kabrime koyun!" diyen ecdadın, (Yavuz Sultan Selim)

Dünyanın her yerinde öğretmenler insan topluluğunun en özverili ve saygıdeğer üyeleridir. (M. K. Atatürk)

Diyen necip bir milletin temsilcileriyiz.

"İlim, müminin yitik malıdır, nerede bulursa alır." Hadisi, medeniyetimizin ana eksenidir.

Bizim medeniyetimizde ilim, eşyanın hakikatini, varlığın gaye ve hikmetini anlamaya çalışmaktır. İlim, sorumluluk ve görevlerimizin farkında olmaktır.

Kur’an-ı Kerim, bizlere “Oku” emriyle hitap ederken; Kitabın âyetlerini, kâinatın âyetlerinden ayırmayıp, birlikte okumamızı emretmiştir.

Kültürel kodlarımızda; istikbalimizin teminatı olan çocuklarımızın, hayatı, hakikati, kendi değerlerini öğrendikleri yapının ana ekseni, aile ve mekteptir/okuldur.

Farkındayız ki; “Çocuklar, kendilerine söylenenlerden daha çok gördüklerine, yaşadıklarına ve tanık olduklarına itibar ederler. Onların şekillenmesinde; sözlerden daha çok yaşadıkları etkilidir.” O nedenle, ailede başlamak suretiyle, çocuklarımıza doğru model olmak en önemli hassasiyetimiz olmalıdır.

Ancak, pratikte bu idealin yaşanmadığının da farkındayız…

Evde kazandığı veya kazanmadıkları değer ve yeterlikler ile okula gelen çocuklarımız, doğru modeli/modelleri okulda bulmalarının en büyük şansları olacağı da bir başka gerçek.

Sistemin kurgusundaki temel amaç da bu olsa gerek… Hatta bu şans, sadece çocuklarımız için değil, ebeveynlerimiz için, biz yetişkinler için de en büyük şans olabilecektirKullanılabildiği sürece…

Salgın sürecinin (Covid 19) açmazlarını yaşadığımız bir sürecin, en ciddi mağduru olan çocuklarımızın, bizi biz kılan değerler ekseninde, Kitab-ı Mukaddesin âyetlerini, kâinatın âyetleri ile birlikte öğrenmemiz sürecinde, ailelerin açmazlarına çözüm anahtarı olanistikbalin teminatı olacak çocuklarımızı, hayata hazırlama sürecinin olmazsa olmazı “Öğretmenlerimiz”, yarınlarımızın  ümidi olan tek kaynağımız değil mi?

Yeni bir neslin inşasında hassas bir noktada olan eğitimin, bu yönde hizmet öncesi eğitim almayanlarca da yapılabileceği algısının ve bu algıya dayalı yapılan uygulamalarınneslin inşasında bozuk zemindeeksik malzemeyle yapılan binaların çökmesi gibi toplumsal çöküşlerinde sebebi olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.”

Cevabımız evet olmakla beraber; bu kutsi meslek mensuplarının hak ettikleri değerin verilip/verilmediği de toplumsal sorun olarak devam etmektedir.

Bu açıdan, toplumsal olarak hepimiz; “ÖĞRETMENİN” toplumda hak ettiği itibarı önemsemek, buna uygun yaşamak ve yaşatmak suretiyle öğretmenlerimizi; çocuklarımızın karşısına itibarı yüksek insanlar olarak çıkarmakla mesulüz…

 

Bu mesuliyetimiz dahilinde;

Eğitim ile dama taşıyla oyun oynar gibi oynanmaması gerektiğine,

Eğitimcinin mesleki gelişmesi, kendini yetkinleştirecek olan hizmet içi eğitsel desteğin esirgenmemesi, her bir eğitimcinin mesleki gelişmesi yönünde eşit ve adil bir süreç yönetilmesine,

Eğitim yöneticileri ve eğitim iş görenlerinin önündeki yükselme ve fırsat eşitliği açısından adaletin sağlanmasının önemine,

Bu süreçte eğitimcilerin insan olmanın erdemine dayalı var olan onurunun önemsenmesi gereğine,

Onuru ile oynanmış eğitimcinin, onursuzlaştırılmış haliyle çocuklarımıza doğru model olmasının beklenemeyeceğine,

Kurumların; yönetici ve kurum iş görenlerinin kalitesi kadar kaliteli, yöneticileri ve kurum çalışanlarının şahsiyeti kadar kurumsal şahsiyet kazanacaklarına,

Eğitim kurumları yöneticileri ve kurum çalışanlarının (öğretmen ve diğer çalışanları) çocuklarımızın karşısına onurlu, şahsiyetli ve itibarı yüksek insanlar olarak çıkmalarının sağlanması gerektiği farkındalığıyla, söz, söylem ve eylemlerimiz ile yanlarında yer alarak, yıl 12 ay destek vermemizin önemine,

Siyasilerin kaprisleri karşısında savunmasız kalan, aciz içerisine düşürülen, beklentilerinin karşılanması için siyasi şahsiyetler karşısında onursuzlaştırılmamaları için, top yekun mücadelenin, mesuliyetimiz olduğuna dikkat çekeriz…

Öğretmenlerin, çok ağır bir mesuliyeti olduğu zaten biliniyor.

Önemli olanın bilmek olmadığı farkındalığı içerisinde;

Şahsım ve Eğitimde Kaliteyi Geliştirme Derneği Yönetim Kurulu adına;

Milli ve manevi mesuliyet altında ezilmeden görevlerini yerine getirmeye çalışan, elleri öpülesi eğitimcilerin,  öğretmenlerin ve eğitim yöneticilerinin önünde engel olmak yerine, sağlanacak siyasi ve toplumsal destekle güçlendirerek, şahsiyetlerinin yüceltilmesi, yaşadıkları adil uygulamalarla adalete olan güvenleri sarsılmadan, çocuklarımız karşısına doğru model olmalarının sağlanması umut ve dualarımızla;

Salgın süreci şartlarının yorgunluğuna ve her geçen gün artan toplumsal yılgınlığa yenilmeden, 24 Kasım 2020 tarihi itibari idrak edeceğimiz “Öğretmenler Gününde”,  “Nefse Değil, Nesle Hizmete Adanmış Bir Ömrü Yaşayan” tüm meslektaşlarımızın bu özel günlerini kutluyorhizmetleriniz karşısında minnet ve şükranlarımızı sunuyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamubiz.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Metin AKGÜN Arşivi